YURT PARTİSİ
ÜLKEMİZDE MEVCUT DURUM
Türkiye Cumhuriyeti; çok tehlikeli, geri dönülemez, hayati, milletimizin geleceğini, her bir aile ferdini çok yakından ilgilendiren kritik günlerden geçmektedir. Bu çok olağanüstün günlerde ülkemizin içinde bulunduğu durumu özetlersek ;
· Ülkemizin geleceği ve varlığı büyük bir tehdit altındadır.
· Kurtuluş Savaşı’nda ülkemizi bölmek için yurdumuzu işgal eden güçlere yenileri de eklenerek Türkiye Cumhuriyeti’ni bölmek ve yok etmek için anlaşmışlar ve ülke içindeki yerli işbirlikçilerinin de desteğiyle büyük bir gelişme kaydetmişlerdir. Bugün Türkiye, bölünmeye ve yok edilmeye çalışılan bir ülke görünümündedir.
· Bölücü hareket ve terör örgütü tarihinde hiç olmadığı kadar güçlenmiş, devlet ile pazarlık yapacak noktaya gelmiş, komşu ülkelerdeki boşluklar ve iç savaşlardan yararlanarak kendi devletini kurma aşamasına gelmiştir.
· Bölücü terör örgütü, Türkiye’yi parçalayıp yok etmek isteyen güçlerin desteği ve yönlendirmesiyle büyük bir isyan hareketi planlamakta, bu isyan hareketini tüm ülkeye yayarak ülkenin bir iç savaşa sürüklenmesi planları yapmaktadır.
· Ülkenin bölünmesi ve terör örgütünün güçlenmesine karşın Hükümet ve yetkililer, olaylara seyirci olmakla kalmamakta, adeta ülkenin bazı toprak parçalarını terör örgütüne teslim etmiş bir görüntü sergilemektedirler.
· Ülke ekonomisi ağır bir ekonomik krizin eşiğine getirilmiş bulunmakta ve bu kriz ortamında önlem alması gereken başta Hükümet ve diğer yetkililer durumun vahametini kavramış görünmemektedir. Adım adım gelen ağır krize karşı acil ve akılcı önlemler almak yerine kendi aralarında iktidar kavgasına tutuşan Cumhurbaşkanı ve bazı Hükümet üyeleri, ülke kaynaklarını bir anda tüketecek ekonomik krize yönelik önlem almamakta direnmekte, alınan göstermelik önlemlerin de krizi arttıracak nitelikte olduğu açık biçimde görülmektedir.
· Ülke adım adım siyasi, ekonomik, sosyal ve psikolojik bir kriz ortamına sürüklenmektedir.
· Ülkemizde adalet duygusu ve adalet örgütü ortadan kaldırılmış durumdadır. Bazı bölgelerimizde teröristler ellerinde silahlar ile yol kontrolleri yapıp kendi yöneticilerini atarken seyreden silahlı kuvvetlerimiz ve adalet örgütümüz, facebook’tan ve Twitter’dan Cumhurbaşkanı’nı ve Başbakan’ı eleştirenleri izlemek için timler kurup birkaç kişinin emrine girmiş bir güce dönüşmüş bulunmaktadırlar.
· Ülkede adalete ve mahkemelere olan güven yok olmuş durumdadır ve halkımız sorunlarını mahkemelere gitmeden çözmek için kendi yöntemlerini arar duruma getirilmiştir.
· Eğitim sistemiyle yazboz tahtası gibi oynayarak ucube ve yetersiz bir eğitim sistemsizliği yaratan Hükümet, ülkenin bugününü kaybettiği gibi, geleceğini de kaybetmek için elinden gelen bütün gayreti göstermektedir.
· Cumhuriyet kurulduğu günden bu yana tartışılmayan kutsal kurumlarımızın saygınlığı giderek ortadan kalkmaktadır. Cumhuriyetin sembolü olan Cumhurbaşkanlığı Köşkü terkedilmiş, Yüce Önderimiz Atatürk’ün gözü gibi baktığı Atatürk Orman Çiftliği’nin ortasına, ağaçlar ve yeşil alanlar katledilerek ve yasalara aykırı biçimde kaçak ve ucube bir Saray inşa edilmiş, Cumhurbaşkanlığı makamı da bu kaçak ve ucube bir binaya taşınmıştır. Böylece, ülkemizde Cumhuriyet dönemi bitirilip Saray Yönetimi getirilmiş durumdadır.
· Başbakan ve Hükümet, ülkeyi yönetmek konusunda aciz kalmakta, ülkemiz her düzeyde Cumhurbaşkanı ve görevlendirdiği danışmanları eliyle yönetilmektedir.
· Ülkemizin benimsediği Parlamenter sistem, bağımsız olması gereken Cumhurbaşkanı’nın ve iktidar partisinin tehdidi altındadır. Ülkeye diktatörlük getirecek olan “sözde” Başkanlık Sistemi’ni desteklemek uğruna Anayasayı ve bütün hukuk kurallarını her gün defalarca ihlal eden Cumhurbaşkanı, siyasete, Hükümete, hukuka ve adalete yaptığı müdahaleler ile ülkemizde istikrarsızlığın kaynağı durumuna gelmiştir. Anayasaya göre, bağımsız olma karakteriyle göreviyle ilgili yapacağı işlerde “sorumsuzluk” hakkı elde etmiş olan Cumhurbaşkanı, Anayasaya açık biçimde aykırı hareket edip tarafsız ve bağımsızlığını koruyamadığı için hukuken “Sorumsuzluğu” da ortadan kalkmış bulunmaktadır. Bu durumda, Türkiye’de devlet ve rejimi tehdit eden bir Cumhurbaşkanı ile karşı karşıyadır.
· Ülkemizin dış politika ilkesi olan “Yurtta Sulh, Dünyada Sulh” anlayışı terk edilmiş, ülkenin bütün komşu devletlerle dostlukları ortadan kalkarak sınır ülkeleriyle savaş noktasına gelinmiş, bazı sınır ülkelerindeki iç savaşa müdahil olunarak terörist güçler devlet eliyle desteklenmiş ve desteklenmeye devam etmektedir. Bu anlayış, Türkiye’yi uluslararası alanda çok zor durumlarda bırakacak, ilerde terörü destekleyen ülke olarak görülmemize neden olacak çok vahim bir durumdur.
· Ülkenin içinde bulunduğu siyasal, ekonomik, sosyal ve psikolojik çöküntüye daha birçok örnek verilebilir. Eğitimli üniversiteli gençlerimiz sınav kuyruklarında bekletilirken el altından sınavsız ve liyakati olmayan Bakan ve milletvekili yakınlarının işlere yerleştirilmesi, demokratik protesto hakkını kullanan çocuk yaşta gençlerin şiddete maruz kalarak birçoğunun ölmesi ya da ağır biçimde yaralanması, iktidara yönelik yolsuzluk soruşturmalarının değiştirilen mahkemeler ve hakimler sayesinde buhar olup yok edilmesi, çok sınırlı ölçüde bile bağımsız olmaya çalışan gazete ve televizyonların ağır baskılara uğraması, maliye ve soruşturma baskısı içine sokulması, işadamlarının korku atmosferi içinde sindirilmesi, işçi sendikalarının etkisiz hale getirilmesi …. Bütün bu hukuksuzluklar ve adaletsizlikler uzatılabilir.
Kısacası ülkemiz, güçsüzleşmekte, gerilemekte, zayıflamakta, bölünme ve yok olma tehlikesi altında bulunmaktadır. Böylesine kritik bir dönemde YURT Partisi, bütün bu ağır sorunlara karşı milli bir politika uygulayabilecek tek alternatif olarak seçimlerde halkımızın karşısına çıkmaktadır. Halkımızın, bundan sonra ki seçimlerinde İKİ tercihi bulunmaktadır.
1. Seçmenlerimiz, YA ülkemizi bu duruma getiren ve ülkemizi bölmeye çalışan güçlerin işbirlikçisi AKP ve TBMM içinde AKP’nin meşrulaştırılması dışında herhangi bir rolü olmayan “sözde” muhalefet patilerini desteklemeye devam ederek ülkemizden ve Cumhuriyetimizden Vazgeçeceklerdir
2. YA DA YURT Partisi’ni destekleyerek emperyalistlerden, ülkemizi bölmek ve parçalamak isteyenlerden, Cumhuriyetimizden intikam almak isteyen hainlere büyük bir ders vereceklerdir.
SÖZ, Milletimizindir.
SADETTİN TANTAN
YURT PARTİSİ GENEL BAŞKANI
|